3 Mart 2011 Perşembe

çukurları derinliyorum


aşkın sismografını bağlayın
çılgınlaştı duygular
güneş manyak bir adama dönüştü
- Lale Müldür

Ahh ne güzel bazı şeyler, o kadar uzun süre çukurları topladıktan sonra; hala çukurları sevmek, çukurları daha da derine kazmak, inanmak birine,sevmek,rozet takmak,histerik olmak, soyunmak,saçlarını yolmak,cici bey olmak,cici beyi sevmek,lubunya olmak,herkülü uğurlamak,gözyaşları,şiiri tekrar fark etmek kısaca çukurları derinlemek,iyiyim ben, çukurları derinliyorum sadece.

Sema- Cici Bey

17 Şubat 2011 Perşembe

Baki Koşar Nefret Suçları İle Mücadele Haftası


Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Haftası, bu yıl 19-27 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek. Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği‘nin her yıl Şubat ayının son haftası gerçekleştirdiği ve bir nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren gazeteci Baki Koşar‘ın anısına ithaf ettiği hafta, yine bir dizi etkinlikle nefret suçlarını farklı yönlerden gündeme taşıyor.

Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Haftası, tema olarak Özgürlük Korkusu ve İktidar‘ı ele alıyor. Bu yıl da, her yıl olduğu gibi artık gelenekselleşen Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Ödülleri, 26 Şubat Cumartesi günü gerçekleşecek ödül töreni ile medya ve hukuk alanında sahiplerini bulacak. Yine her yıl gerçekleştirilen Nefret Suçları ile Mücadele Yürüyüşü ise 26 Şubat Cumartesi Günü saat 12.00′da başlayacak. Hafta içerisinde çeşitli paneller, forumlar, atölye çalışmaları, film gösterimleri ve sanat aktiviteleri yer alacak. Bu etkinliklerden bazılarını sizin için derledik…

“Saç Boyamak 45 Dakika”

19 Şubat Cumartesi akşamı, “Saç Boyamak 45 Dakika” adlı filmin özel gösteriminin ardından Siyah Pembe Üçgen Derneği’nde yapılacak kokteyl ile Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Haftası başlamış olacak.

“Ayrımcılık ve Nefret Suçları Karşıtı Sivil Ağlar”

20 Şubat Pazar Günü yapılacak olan panelde ayrımcılık ve nefret suçlarına karşı sivil ağ deneyimleri tartışmaya açılacak. Yasa tasarısı çalışmaları, haritalama çalışmaları ve sivil birlikteliklerin ele alınacağı panelde, bu alanlarda Türkiye’de çalışma yürüten örgütlerin deneyimleri, yaşanılan sorunlar ve kaydedilen ilerlemeler de irdelenecek.

“70-80-90, Masum, Küstah, Fettan”

Hafta kapsamında sanatsal aktiviteler de yer alıyor. Filmmor‘un Baki Koşar Nefret Suçları Haftası için yaptığı özel seçki ve Zeynep Uygan’ın Resim Atölyesi öne çıkan etkinliklerden… Namus nedir?, Klitoris Nedir? ve 70-80-90, Masum, Küstah, Fettan adlı kısa filmlerden oluşan Filmmor seçkisi 21 Şubat Pazartesi günü Siyah Pembe Üçgen’de izleyicileri ile buluşacak. Ressam Zeynep Uygan’ın nefret, şiddet, korku ve özgürlük temalarıyla gerçekleştireceği psikoterapik resim atölyesi ise 22 Şubat Salı günü gerçekleşecek.

“Kimyam Tenime Uymuyor”

23 Şubat Çarşamba Günü ise Voltrans Trans Erkek İnisiyatifi de hazırladıkları ‘Kimyam Tenime Uymuyor’ adlı okuma atölyesi ile yaşanılan hikayeler üzerinden giderek trans erkek politikası, trans erkek görünürlüğü ve transfobi gibi konularda deneyimlerini paylaşacaklar.

Nefret Suçları Savcısı Allison Jernow Türkiye’de...

Haftanın önemli etkinliklerinden biri olan Hukuki ve Politik Açıdan Nefret Suçları paneli ise 23 Şubat Çarşamba günü, saat 17:30′da Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşecek. Daha önce ABD’de nefret suçları savcısı olarak çalışmış ve şu an çalışmalarına Uluslararası Hukukçular Komisyonu’nda(ICJ) devam eden Allison Jernow‘un da katılacağı panelde nefret suçları kavramsal ve politik açıdan tartışılacak. Aynı oturumda avukat Elif Ceylan Özsoy ise 2010 yılına ait LGBT Bireylere Yönelik Nefret Suçları Raporu’nu sunacak.

“Post Yapısalcı Bir Anarşizm Okuması Olarak Queer”

Son dönemde LGBT politikasının gündeminde olan “Queer” kavramı da 24 Şubat Perşembe günü, Ege Üniversitesi‘nde gerçekleşecek olan forumla ele alınacak. Hareket-Teori-Kimlik üçgeninden “Queer” kavramı tartışmaya açılacak.

“Trans Bireylere Yönelik Sistematik Şiddet ve Trans Aktivizmi”

Trans bireylere yönelik sistematik şiddetin izlerini 80 döneminden bu yana yaşanmış gerçek olayların aktarımı yoluyla ele alınacak olan 24 Şubat Perşembe günü Alman Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek bu panelde trans aktivizminin önemi ve trans örgütlenme deneyimleri gibi konulara da değinilecek.

“Eleştirel Pedagoji ve Kimlikler”

Baki Koşar Nefret Suçları Haftası’nın eğitim alanı ile ilgili etkinlikleri ise 25 Şubat Cuma İzmir Ekonomi Üniversitesi‘nde gerçekleşecek olan Eleştirel Pedagoji ve Kimlikler paneli; yine aynı gün yapılacak LGBT Öğrenci Toplulukları Deneyim Paylaşımı sohbeti ve 27 Şubat Pazar günü gerçekleşecek olan Homofobi ve Transfobi Karşıtı Öğrencilerin İzmir Buluşması şeklinde sıralanıyor.

“Özgürlük Korkusu ve İktidar”

Bu senenin teması olarak belirlenen “Özgürlük Korkusu ve İktidar” ise 26 Şubat Cumartesi Günü Saat 14:00′da Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşecek olan panelde tartışılacak. Panel kapsamında sosyal bilimlerin nefret suçlarına bakışı, mağdur siyaseti, özgürlük paradigması gibi başlıklar irdelenecek.

“Nefret Suçlarına Seyirci Kalma!”

Medyada nefret söylemi ve ayrımcılığın konuşulacağı 26 Şubat Cumartesi tarihindeki bu panelde hak haberciliği, medya endüstrisi, sosyal medya ve medya izleme süreçleri gibi alanlardan medya eleştirisi yapılacak.

“Performans Sahnesi Olarak Beden”

Beden, toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlikler gibi konuların yer alacağı “Performans Sahnesi Olarak Beden” adlı forum, haftanın son etkinliği olarak yerini alıyor. Forum, 27 Şubat Pazar günü saat 14:00′da Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşecek.

HAFTANIN TAM PROGRAMI

19 Şubat Cumartesi
19:00 Film Gösterimi: “Saç Boyamak 45 Dakika”

Yer: Siyah Pembe Üçgen

20:00 Açılış Kokteyli
Yer: Siyah Pembe Üçgen
20 Şubat Pazar
14:00 Panel: Ayrımcılık ve Nefret Suçları Karşıtı Sivil Ağlar
Yer: Karakedi Kültür Merkezi
Konuşmacılar: Kerem Çiftçioğlu, Mehmet Nur Terzi, Zeynep Atamer
21 Şubat Pazartesi
16:00 Kısa Film Gösterimleri: Filmmor Özel Seçkisi
Yer: Siyah Pembe Üçgen
Filmler: “Klitoris Nedir?”, “Namus Nedir?”, “70-80-90, Masum, Küstah, Fettan”
22 Şubat Salı
16:00 Resim Atölyesi
Yer: Amargi İzmir
Kolaylaştırıcı: Zeynep Uygan
Atölyeye katılım için ön kayıt gerekmektedir. Kayıt için: bilgi@nefretsuclari.org ya da 0232 464 44 59
23 Şubat Çarşamba
14:00 Okuma Atölyesi: “Kimyam Tenime Uymuyor”
Yer: Siyah Pembe Üçgen
Kolaylaştırıcılar: Berat, Berk İnan
Atölyeye katılım için ön kayıt gerekmektedir. Kayıt için: bilgi@nefretsuclari.org ya da 0232 464 44 59
17:30 Panel: “Hukuki ve Politik Açıdan Nefret Suçları”
Yer: Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi
Konuşmacılar: Allison Jernow, Devrim Sezer, Elif Ceylan Özsoy
24 Şubat Perşembe
13:00 Forum: “Post-Yapısalcı Bir Anarşizm Okuması Olarak Queer”
Yer: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Derslik 10
Kolaylaştırıcılar: Damla Akdeniz, Gülkan
17:00 Panel: “Trans Aktivizmi ve Sistematik Şiddet”
Yer: Alman Kültür Merkezi
Konuşmacılar: Belgin Çelik, Deniz San, Şevval Kılıç
25 Şubat Cuma
13:00 Panel: “Eleştirel Pedagoji ve Kimlikler”
Yer: İzmir Ekonomi Üniversitesi A1 No’lu Derslik
Konuşmacılar: Adnan Gümüş, Dilek Çetinkaya, Zafer Kiraz
17:00 Sohbet: “LGBT Ögrenci Toplulukları Deneyim Paylaşımı”
Yer: Amargi İzmir
26 Şubat Cumartesi
12:00 Nefret Suçları ile Mücadele Yürüyüşü
Buluşma Yeri: Alsancak Sevinç Pastanesi Önü
14:00 Panel: “Özgürlük Korkusu ve İktidar”
Yer: Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi
Konuşmacılar: Dilek Hattatoğlu, Melek Göregenli, Nilgün Toker
17:00 Panel: “Nefret Suçlarına Seyirci Kalma!”
Yer: Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi
Konuşmacılar: Burak Doğu, Gülseren Adaklı, Nuran Agan, Sevda Alankuş
19:30 “Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Ödül Töreni
Yer: Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi
22:00 Siyah Pembe İki Yaşında Partisi- DJ Porneon
Yer:Morpheus
27 Şubat Pazar
11:00 Buluşma: Homofobi ve Transfobi Karşıtı Öğrenciler
Yer: Siyah Pembe Üçgen
14:00 Forum: “Performans Sahnesi Olarak Beden”
Yer: Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi
Konuşmacılar: Begüm Başdaş, Hatice Telci, İlay Eltetik


III. Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Haftası için ayrıntılı bilgileri, Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği’nin websitesi olan www.siyahpembe.org adresi üzerinden takip edebilir veya bilgi@nefretsuclari.org adresine e-posta göndererek ya da direkt olarak medya-iletişim sorumlularına ulaşarak öğrenebilirsiniz.

15 Şubat 2011 Salı

Be The One



Üretkenliği ile beni sıklıkla şaşırtan Moby,son albümü "Wait For Me"'nin ardından; Be The One" adlı EP'sini ücretsiz olarak indirilebilecek şekilde yayımladı. Yeni albümünün ismini "destroyed" olarak duyururken; 2011 Mayısında çıkması planlanan albüm için güzel bir girizgah oldu bu ep. Wait For Me ile fazlasıyla ambient kafalara dalan Moby, dans pistine dönüş yapacak gibi görünüyor yeni albümünde. "destroyed" un fazlasıyla melodik, atmosferik ve elektronik olcağını söylüyor. Victoria Lucas, Be The One, Sevastopol adlı üç şarkı içeren ep; house,trance, electronic sıfatıyla sınıflandırılabilecek düzenlemeler içeriyor. Moby'nin eski ruhundan esintiler görmek mümkün bu parçalarda. Ne demeli? Moby artık bir çoklarını yeterince heyecanlandırmazken beni fazlasıyla meraklandırdı yeni albüm öncesi.


http://www.moby.com/


not:bu kayıt fazlasıyla hızlı gelişti.

4 Şubat 2011 Cuma

ben onlara herkülgiller diyorum...


Andy Butler'ı ne kadar sevdiğim çok açık. Bknz: bloğun sahip olduğu tek görsellik kendisinin resmine dayanıyor ama asıl konumuz benim onu ne kadar sevdiğim değil -aslında beğenmek demek daha doğru olur- Hercules and Love Affair'ın yeni albümü Blue Songs.

İlk albüm hiç fena sayılmayacak bir albümdü. Blind, You Belong, Athene çoktan klasikleştiler bile. Yeni albümümüzde böyle parçalar sunmasalar da sound olarak daha iyi bir tasarım hazırladıklarını söylemek mümkün. Önceki albümde daha sınırlı tutulmuş funk öğeleri daha serbest bırakılmış, içinde yine disco öğeleri var; fakat albümün en büyük yeniliği hiç şüphesiz ki house- pop kombinasyonu ile yapılmış başarılı dans parçaları. Her ne kadar bir formülün şaşmaz sonuçlarının rahatlığına dayandırılarak yapılmış bir albümde olsa Blue Songs, çokca eksiklikler içeriyor. Keza, Boy Blue ve It's Allright'ı bir yere koymak çok zor. Ve artık iyi bir kadın vokale ihtiyaç duydukları çok belli.

Albümün ilk iki şarkısı Painted Eyes ve My House albümde yeni bir Blind ve You Belong olmaya çalışsalarda; My House, Herkülgiller için yeni bir soundun kapılarının açıldığını gösteriyor. Kele'nin de eklemlendiği Step Up albümde house hissiyatını hissettirirken, Visitor'da dillere pelesenk olacak nakaratıyla öne çıkıyor. ve ben Falling'deki üflemelileri çok seviyorum.

Mitler dünyasınan sıyrılmış yeni albümleriyle, içinde 70lerin ruhunu çokca barındıran, daha önce denemedikleri kombinasyonları ile house,funk,disco,electro pop'u güzel harmanlamış Herkülgiller. Anthony Hegarty'nin eksikliğini de vokallerde en aza indirgemeyi başardıklarına göre albümü sevmemek için kalan sebeplerimiz; aradaki zayıf parçalar. Ama yine de ritmini bir türlü bulamamış 2011 yılı için güzel bir albüm Blue Songs.

26 Ocak 2011 Çarşamba

çukurları topluyorum mixtape vol.2




Close my eyes
Feel me now
I don't know maybe you could not love me now
You will know, and her feet down to the ground
Over there, and I want true love to love
You can't hide, oh no, from the way I feel


Aslında daha çok soundtrack gibi ama neyin bende bilmiyorum.ÇUKURLARI TOPLUYORUM MİXTAPE VOL.2
1-Slowdive-Some Velvet Morning
2-M83-Skin Of The Night
3-The Radio Dept.-It's Personal
4-Broadcast-In Here The World Begins
5-Stateless-Song For The Outsider
6-Parenthetical Girls-Wait Another Year
7-Jason Collett-My Dady Was A Rock N' Roller
8-Girls-Broken Dreams Club
9-The Organ-Steven Smith
10-Papercuts-Future Primitive
11-The Twilight Sad-That Summer, At Home I Had Become The Invisible Boy
12-My Bloody Valentine-Sometimes


Flowers growing on the hill
Dragonflies and daffodils
Learn from us very much
Look at us but do not touch
Phaedra is my name


Download

16 Aralık 2010 Perşembe

2010




Aslına bakarsak 2010 yılı hiç iyi değildi blog için. Tembelliğimden sıyrılıp dinlediğim onca güzel şey hakkında paylaşımda bulunmadım ve bu yüzden sevmeme rağmen yıl sonu listesi yapmayarak kendimi cezalandıracaktım; fakat herkes bir bir yıl sonu listelerini ekleyince kendimi tutamadım. Bu yıl yeni albümlerden ziyade geçmişe dönüp baktığım bir yıl oldu. Hatta çoğu zaman yeni albümlerden uzak durdum. The Cure, Air,Patrick Wolf,Placebo, Joy Division, Editors, The xx, Björk şeklinde çok sevdiğim grupları, isimleri dönüp dönüp dinledim. Bı yılın albümlerinden, Crystal Castles ve Blonde Redhead harikaydı; ama en iyiyi belirlerken mükemmel bir konsept yarattığı için Scissor Sisters bir numaram oldu. Maalesef ki çok geç de olsa Beach House'a yetişebildim. Home Video'nun yeni albümünü büyük merakla bekliyordum, çok beğendim. Listede olmasa da arada bir aslında daha çok yaz döneminde dinlediğim Christina Aguilera albümü de fena değildi; Kathleen Hanna, Peaches ve Sia'nın varlığı ile. Keza Goldfrapp'in bolca 80'lere öykünen albümü ile Uffie'nin Sex Dreams and Denim Jeans albümü de güzeldi. Pop- R&B dünyasında yine hep bir Rihanna vardı, fena değildi ama çok fazlaydı işte... hiç sindirmedi kendisi. Kanye West ise yerinde bir patlama yaşadı. Ve araya girihgazlanmış pop parantezini Lady Gaga'nın Alejendro'ya çektiği güzel video ve Kylie Minogue'un fena olmamakla birlikte yeterince çalışılmamış albümü Aphrodite'den de bahsettikten sonra koskoca bir yılı tek bir posta sığdırmanın verdiği utanç ile Türkiye'ye de kısaca değinip bu işkenceyi bitirmek istiyorum. Şaşırtıcı derece iyi bir albüm yapan Athena, bu yılın en formda gruplarındandı. Yılın sonlarına doğru gelen Melis Danişmend albümü Daha Az Renk, fazlasıyla beğendiğim bir albüm oldu. Yine yaz döneminde Ramadan ve Solardip dinlemek gerçekten keyifliydi. Albümleri ne zaman online olarak downloada sürdüler bilmiyorum fakat Kim Ki O ve Post Dial çok şıktı. Özellikle Kim Ki O'nun Serbest Kalp Düşmesi'ni last fm kullanıyor olsaydım en çok dinlenen parça olarak görmek mümkün olurdu. Evet böyle işte. Ve aşağıda en azından yıllar sonra hatırlamak istediğim için yaptığım ve evet biraz kıskandığım için de el attığım 2010 listem.


depositkolisi 2010 listesi
1-Scissor Sisters- Night Work
2-Beach House- Teen Dream
3-Blonde Redhead- Penny Sparkle
4-The Radio Dept.- Clinging To A Scheme
5-Sia- We Are Born
6-Broken Bells- Broken Bells
7-Kanye West- My Beautiful Dark Twisted Fantasy
8-Tesla Boy- Modern Thrills
9-Crystal Castles- Crystal Castles
10-Liars- Sisterworld
11-Foals- Total Live Forever
12-Home Video- The Automatic Process
13-Balam Acab- See Birds EP
14-CocoRosie - Grey Oceans
15-The Irrepressibles-Mirror Mirror
16-Under Byen- Alt Er Tabt
17-The Golden Filter- Voluspa
18-White Hinterland- Kairos
19-The Chemical Brothers- Further
20-Xiu Xiu- Dear God, I Hate Myself



The Irrepressibles- My Firend Joe
Balam Acab- Dream Boy
Under Byen-Unoder
The Radio Dept. David

28 Kasım 2010 Pazar

...yeniden The Horrors


Son zamanlarda çok fena post- punk krizim tuttuğundan aranırken The Horrors'a rastladım. Ne de güzeldi ilk albümleri Primary Colours... Şöyle çaktırmadan bir albüm daha yayınlasalar ne güzel olur tam şu zamanlar...

The Horrors- Who Can Say

14 Kasım 2010 Pazar

Çukurları Topluyorum: Mixtape



Böyle hissediyorum gerçekten fazlasıyla soğuk, gri; şikayetçi miyim? Şimdilik hayır.
Çukurları topluyorum ben.


Cheteau Marmont- Nibiru
Ali Love- Dark Star
Tesla Boy- Dark Street
Uffie- ADD SUV feat. Pharell(Caligula Remix)
White Rİng- King
Home Video- Beatrice
She Past Away- Kasvetli Kutlama
She Wants Revenge- Out of Control
Depreciation Guild- November
Balam Acab- Big Boy

24 Ekim 2010 Pazar

Bubblegum ile...


Bubblegum, Clinic için kemikleşmiş soundunun devamını taşıyan; fakat öncekiler kadar bando misali kaotik ritim ve pasajlardan arınmış, daha akustik ve hatta Lo-fi, dream pop'a göz kırpan ama Clinic dinlediğin hissini bir şekilde hatırlatan şeylerle dolu.

Ne diyebilirim ki beni mutlu ediyor onları dinlemek. Walking With Tee'nin üzerinden uzun zaman geçti ve artık aralardaki elektronik sampleları nerdeyse hiç kullanmıyorlar, kemikleşmiş dediğim kaotik soundun çok başarılı ve ilk işleriydi ve daha romantiktiler belki o dönemler. Ya da "Come Into Our Room" dinlerken ben başka biri oluyordum.

Herşeyiyle Clinic, iyisiyle, kötüsüyle, değişmeyişi ile kabulüm.

Bubblegum'da birden kulağın kesildiği parçalar yok; bir kaç dinleyiş ile birlikte beni biraz da olsa yormuş soundtan sıyrılmış şarkılar hoşuma gitmeye başladı, akustik gitarı duyduğum yerlerde bu deneyime dahil. "Linda" en sevdiğim parça oldu. Gitarın arasına eklenmiş flütler şarkıya yeni bir form katmış. Phsycodelic olduğunu söyleyebilirim fakat Clinic'in şu ana kadar yarattığı kaotik formun yeni bir hali. "Baby" de hiç fena değil yine akustik gitarın ve bass'ın etkisi ile şekillenmiş. Un Astronauta En Cielo, elektronik bir kaç ritim ile birlikte dream pop havası veren hatta chill wave diyebilceğim bir Zero 7 parçası gibi duruyor, iyi ki eklenmiş albüme.

Bİr grubun her albümde kendine yeni bir sound yaratmasını beklemek onlara karşı haksızlık diye düşünüyorum. Belki Clinic, bunu biraz daha ileri götürüp dinlediğin şeyin Clinic olduğunu hemen fark eden bir sound oluşturdular. Değişimi sadece albümlerin arasına sıkışmış bir kaç güzel şey ile yapıyorlar. Kendi dönemindeki grupların bile artık elektronik soundtan etkilenip parçalına yansıttığını düşünürsek Clinic'in bu denli ısrarı kabul görülebilir, Onlar istediklerini yapıyorlar.


Clinic- Linda
Clinic- Un Astronauta En Cielo